Birçok Şey Olmak İsteyip Hiçbir Şey Olamamak
Z kuşağı ve önüne sunulan sonsuz seçenek arasında kaybolma laneti
Z kuşağı olarak konuşmayı ve sorulara cevap vermeyi öğrendiğimizden beri tanıdık, tanımadık birçok yetişkin tarafından hep aynı soruya maruz kaldık: “Büyüyünce ne olacaksın?” Hepimizin bu sorulara bir çeşit cevabı vardı. Kimimiz doktor olmayı kimimiz dansöz olmayı istiyorduk. Evet, bu soruya dansöz cevabını ben veriyormuşum. Yıllar ilerledikçe bu soruya verdiğim cevaplar da, aldığım karşılıklar da çeşitlendi. Ancak değişmeyen tek şey cevaplarım karşısında aldığım “Ne istersen onu olabilirsin, başaramayacağın şey yok.” cevabıydı. Bu cevap bize küçükken inanılmaz bir güç vererek hayal güçlerimizi besliyordu. Ancak büyüdükçe, gerçekten bir şeyler ve birileri olmaya çalıştıkça bu cevap bizi beslemektense elimizi kolumuzu bağlamaya başladı. Çünkü bize aşılanan yalnızca bir özgüven değil sonsuz sayıdaki seçeneklerdi. Her şeyi yapabileceğimiz söyleniyorsa her şeyi aynı anda da yapabilirdik.
“Fazla seçenek bizi mutlu etmez, felç eder.” - Barry Schwartz
Bir anda o çocuklar büyüdü ve her şeyi aynı anda yapmaya çalışan yetişkinler ortaya çıktı. Hem resim çizen, hem pilatese giden, hem üniversite okuyan hem de kendi markasının çıkarmış bir genci düşünün. Hepsini yapmaya ve en kötüsü hepsinde “en iyi” olmaya çalışıyor. Çünkü hangisini seçeceğine bir türlü karar veremedi. Aslında karar vermesine de gerek yok çünkü LinkedIn ve TikTok ona hepsini aynı anda yaparak alanında en iyisi olunabileceğini. Dışarıdan bakınca CV'si epeyce dolu, çok da başarılı gözüküyor. Ne kadar alkış alırsa alsın içeride kendi kendini yiyen, başarısız olduğuna inanan bir kişi yer alıyor. Bizden önceki nesillere dışarıdan gelen “Yetersizsin!” baskıları, bizlerde içimizden yükseliyor. Sosyal medya etkisini bir yana bırakırsak “Her şeyi başarabilirsin.” düşünceleri “Her şeyi başarabilirsin, bu nedenle henüz hiçbir şey başarmadın.” sözcüklerine dönüşüyor. Sürekli daha da fazlasını yapma isteğimiz, durmaksızın bir şeyler yapma isteğini tetikliyor. Ancak bunun sonucunda da başarısızlık korkusundan bile korkarak her şeyi yarım yamalak yapan kişilere dönüşüyoruz.
Belki de her şeyi tam yapmak, herkes olmak zorunda değilizdir. Bauman’ın dediği gibi modern kimlik sabit bir şey değildir ve sürekli inşa edilen, gelişen ve değişen bir yapıdır. Birçok şey olmak isteyip hiçbir şey olamama hâlimiz ise, belki de bir şeyler olmaya hazırlandığımız bir yolculuktur.
hiçbir kimliğe ait hissedememek, karakter parçalanması yaşamak... bir şeye ait olmak zorunda değilsin deyip "hayatımda bu yolu çizeceğim." diyebilen insanların altında ezilmek...
Burada okuduğum ilk yazı bu oldu, kalemine sağlık 🌸